Tekinsiz

Remel Öney
Remel Öney
24 Görüntülenme
Tekinsiz

“Baştan belirtmeliyim ki, ‘tekinsiz’ dediğimiz şey, bizi dehşete düşüren, ancak kökeni çok önceden bilindik ve bir zamanlar bize son derece tanıdık olan bir şeye geri götüren bir korku türüdür.”

Freud, S. (1919). The Uncanny 


Sigmund Freud’un “Das Unheimliche” (1919) adlı metninde tanımladığı “tekinsiz” deneyim, kökeni dış dünyada değil, kişinin kendi iç dünyasında bulunan bir sarsılmaya işaret eder. 

“Tekinsiz” yabancı değildir; bir zamanlar tanıdık olanın yabancı bir yüzle geri dönmesidir. Dolayısıyla bu deneyim öznesini korkutmakla kalmayıp, bastırılmış olanla -kendi geçmişiyle- karşı karşıya getirir.


Tekinsizliğin kaynağı çoğu zaman ilk çocukluk dönemindedir. 

Çocuk, dünyayı sihirli, bütünlüklü ve sınırsız bir evren olarak görmektedir. Herhangi bir ayrılık, yasak ya da kayıp bu evrendeki ilk kırılmayı yaşattığında, bu deneyimin uyandırdığı hislerin bir kısmı bilinçaltına gömülür. 


Bastırma mekanizması, bu kırılgan iç dünyayı korumak amacıyla devreye girer. Ancak asla bütünüyle yok olmayacak olan “bastırılan”, bir görüntü, ses, bir mekân ya da rüya aracılığıyla, yıllar sonra beklenmedik bir anda bilinç yüzeyine geri dönebilir. 

Bu noktada kişi, kendi geçmişinin yabancılaştığı bir boyutuyla karşılaşır; tekinsiz belirir.


Söz konusu kırılma anını Lacan, Réel’in anlık sızmaları olarak yorumlar. Tekinsiz, yalnızca bastırılmış geçmişin geri dönmesi değil; öznenin sembolik düzenini aşan, dilin kapsayamadığı çiğ bir gerçekliğin bilinç yüzeyine taşmasıdır.


Freud, tekinsizliğin önemli kaynaklarından birinin “doppelgänger” (kötücül bir ikiz) figürü olduğunu belirtir. Bu figür, kişinin kendi bastırılmış arzularıyla ya da çocukluk benliğiyle karşılaşmasını temsil eder:

“Sen bir zamanlar bendin.”


Bu tür karşılaşmalar, basit bir korkudan çok daha derin bir sarsılma yaratır. Çünkü dış tehdit gibi algılanan şeyin, aslında içeride saklandığının farkındalığının bir basamağıdır. “Korktuğum şey” aynı zamanda “bir zamanlar bildiğim” belki “sevdiğim” şeydir.


Tekinsiz deneyim, sanatın estetik yüzeyinde kendini yoğunlukla empoze eder. İzleyiciyi rahatsız eden şey çoğu zaman var olan değil, sahnenin izleyicide uyandırdığı bastırılmış tanışıklıktır.


Bir yerlerden aşina olunan, farklı bir kılıkta geri döner ve kişiyi bastırılmış olanla yüzleşmeye davet eder.

Etiketler:tekinsizfreud